Sunday, June 19, 2016

dramaworld




kore dizileri bu yaz türk ekranlarına sızmışken amerikalılar da kore dizi dünyasına sızan bir mini-dizi yapmışlar, bahsetmeden geçmek istemedim.

bir adet romantik kore dizisi fanı claire'miz kendini en sevdiği ve "8. bölüm oldu, hala esas kızla esas oğlan öpüşmedi" derdinde olduğu kore dizisinin içinde kendini bulur,

bir yanda "dreamworld" yani dizi dünyalarının içinde bir dolu sevdiceği oyunculara rastlar-fakat hepsi rolünü yaşamaktadır-  diğer yandan da işleri düzeltmeye çalışır fakat işte kore dizisi klişeleri bir sürüdür. İşler tam olacakken sarpa sarar, bir ihanet eden vardır, ama adalet her zaman yerini bulur ve son bölümde aşk kazanır...

Bu arada dizilerden bildiğiniz insanlar da sokaktan geçen, kendi dizisinde o an aksiyonunda olan tipler de var, sevimli olmuş. Şimdi ben bu insanların adlarını bilmiyorum, ama wiki biliyor, o ki her şeyi bilir bundan da eksik kalmamış, direk burdan (https://en.wikipedia.org/wiki/Dramaworld)  copy/paste yaparsam aşağıdaki arkadaşlar da düşen kızı tutan, düşünce kızın kurtardığı, romantik yemeğe çıkmış gibi dizi klişelerini canlandırmada diziye tecrübeleriyle destek olmuşlar :)

10ar dakikalık 10 bölüm olarak hazırlandığından nazarımda ideal dizilerdendir


Monday, June 9, 2014

bir ters iki düz patema

ne kadan da orjinal bir başlık buldum anlatamam, çok gururlandım tam da işbu an.

patema inverted, pek güzel, pek şirin, bir alt bir üst neresi kimin dünyası bazen karıştırtan bir disütopya



geçmişinden kopmuş ve bundan korkup hayatı katı yaptırımlarla boğan iki toplum, iki çocuk, iki ebeveyn, ortak hayaller, mutlu son..

yerçekiminden yola çıkma fikir güzel,bunu yazıya dökme fikri bana uzak

.

Monday, November 11, 2013

miracle in cell no.7

benim bi blogum vardı di mi? bazı şeyler ne çabuk hayalmiş gibi mertebesine geçiveriyor..

biraz yazmış olmak için biraz da kendime o kadar da uzun bir geçmiş değil idi hatırlatması için özet geçeyim dedim: komedi falan değil la bu film!!

bir pazar akşamı renkli eğlenceli bir film açayım da keyfim gelsin demişken ağlamaktan kendimi helak edip içimi kuruttum resmen.




nereden estiyse aklımda bunun bir komedi filmi olduğu kalmış; lakin öyle değil, hele herhangi bir ailenin acılarına dayanamayan tipte biriyseniz gayet de dramın şeker renklerde ama ağır dozda verilmişi...

şeker niyetine giden kısmı bu üstteki velet. sevimliliğin yanı sıra  nası bi oyunculuktu ajitasyonunu yidiiim. filmin konu olarak pek bir dramı yok aslında, ama zeka geriliği olan dünya iyisi baba-tam bir bitirim kız ilişkisi, birbirlerine seslenişleri, ayrılmaları, kavuşmaları...ma'fetti beni azizim. 



mütemadiyen resimlerle geçiştirebilirim sanki, çok sevdim veletcikle babasını. aslında o kadar da acıklı olmayan konusu ise zeka geriliği olan babasıyla beraber yaşayan kızımızın sailor moon'a bi düşkünlüğü vardır. babası kıza sailor moon çantası almak için aynı yaşlarda başka bir çocuğun peşinden giderken bir şekilde ölen bu kız çocuğunun ölümünden sorumlu tutulan babasının hapse gönderilmesinin ardından yetimhaneye düşer. o ara hapisteki babası hücredeki diğer elemanın hayatını kurtarır ve altta kalmamak için bu tip kızını iki saatliğine hücre içine kaçırır. fakat o ara işler ters gider, kızı çıkaramazlar derken gardiyan basar bunları falan filan derken bakmışsın bütün hapishane dönem dönem kızı içeri babasının yanına sokmaya çalışıyor, olayı çözüp babasının mahkemede kendi savunmasını hazırlamaya çalışıyor gibi şeyler... böyle okuyunca işte insan niye ben böyle tükendim ekran karşısında diye düşünüyor tabi.. 


dur şunu da diyim... şu üstteki gözlüklü var ya... gong yoo sandım ya ben onu bi an..an da değil tamam itiraf etmişken tam olsun, baya baya "o mu ya, yok yaaa çok çirkin" ikileminde kaldım ilk bölümde.. şu çekiklerin hepsi de...




filmi genel olarak beğensem de yiğidi öldür hakkını yeme (bu buraya pek uymadı sanki de) filmin başı ve sonu sabır işi izlemesi .

Saturday, June 1, 2013

zürich'ten #DirenGeziParki #OccupyGezi

hiç bir organizatörü tanımıyorum ama bugün benim bildiğim üç tane gösteri düzenlenmiş.

14:00 : Helvetiaplatz
15:00 : Marktplatz beim Rathaus
18:00 : Zürich Hauptbahnof


diğer şehirlerde de var. birinden birini yakalayın lütfen!



bu kadar pasif/apolitik milleti böylesi sokaklara döktünüz ya!.. helal olsun?



neden bahsediyor bu diyorsanız ise izleyin: http://www.canlitvizletv.com/2013/01/halk-tv-canl-izle.html



Thursday, May 9, 2013

memories of matsuko




elimizde acıların çocuğu matsuko varken bu kadar şirin hatta eğlenceli bir film oluşturmak pek bi başarı.. insanlar durmadan hayatını alt üst ederken tek derdi aslında sevilmek ve yalnız kalmamak olan matsukonun trajik hayatını, küçüklüğünden başlayarak izliyoruz aralarına moulin rouge kıvamında şarkılar serpilmiş amelie müzikali havasındaki ama yine de onlardan farklı duran çekimleriyle.

nesi farklı dersen, ben de açıklamak istedim ama konuyu toparlayamadım (hayatı kötüleştikçe çoğalan/canlanan renkler?yok bu da değil) ve kolaya kaçıp fragmanı aşağı yukarı filmin izleyiciye neler sunacağını veriyor sanırım diye bağlayayım




god is love- god is matsuko


Wednesday, May 8, 2013

iran sineması




kıssadan hisse,


iran sinemasının gelişimini merak eden var mı?

"Iran a Cinematographic Revolution" diye bir belgesel yapmışlar, iran sinemasının gelişimini yönetmenlerin ağzından dinlerken yakın dönem tarihini de hatırlamış olmak için:

http://youtu.be/ngIA8tUN2AE




Friday, May 3, 2013

Japonya'ya mı gitsek? / International Student Conference

kendi kendimi kopyalıyayım.. burayı asyaya meraklı daha çok insan okuyor sanırım?


iyicene "bizim etkinlik" haline gelmeden artık başkalarının da haberi olmalı gitmeli katılmalı cıvırmalı gezmeli etmeli..

öğrenci ise..

adam gibi açıklayayım... japonya'da her sene 2 haftalık uluslararası öğrenci konferansı düzenleniyor. japon ve yabancı katılımcılar ilk haftayı "study tour" adı altında japon kültürünü tanıma amacıyla 5 şehire (kyoto,kobe, osaka, okayama, kyusyu) dağıtılıyorlar. her şehrin programı biraz farklı oluyor, ama özetle burada aile veya öğrenci evinde kalıp, ye iç gez çeşitli japon işi etkinliklere katıl kaynaş konuş gibi şeylerle geçirdikten sonra haftanın sonunda tüm katılımcılar tokyo'da buluşuyor ve etkinliğin esas konferans kısmı başlıyor. bu arada belirteyim, konferansın konuları dünyadaki sosyal sorunlar üzerine... katılımcılar daha önceden seçtikleri tartışma grubunda bu sorunları inceleyip bir çözüm önerisi getirmeye çalışıyorlar, ama bu "tartışma" kısmı genelde yarım gün oluyor, öğleden sonraları ya tartışma konusuyla alakalı bir teknik gezi ya da kültürel gezi falan olup, akşamları da japon işi eğlencelere akmak (=karaoke?) şeklinde geçiyor.. ve tabi konuşma dili ingilizce, bilmem belirtmeye gerek var mı...

ben çok eğlendim, hiç aklıma gelmeyecek yerlerden çok güzel insanlarla tanıştım, kendimin de şaşırdığı bir şekilde hala iletişim halindeyiz, hatta üşenmediler avrupada bir yerlerde buldular beni ve daha da bi kıymetlendiler gözümde falan.. benden sonra bi kaç tanıdığım da katılıp benzer anılarla döndüler..  dolayısıyla isterim ki herkes bunları tecrübe etsin. ama, "ay ben balık sevmem suşi denemem yeşil çay mı tövbeler olsun, kahvaltıda ekmek peynir yemezsem ölürüm" kafasındaysanız avrupadaki etkinlikleri araştırın, yormayın kendinizi oralara kadar, ne size ne çocuklara işkence olsun zaten düzenleyenler 20 yaşların başındaki öğrenciler, profesyonel adamlar değil. ki işin eğlencesi de bence burada.. bu kafada değilseniz (sitelerinde de dedikleri gibi think as a world citizen), katılın anacım şuna. hem bak bu sene yabancılar için katılım ücretini de düşürmüşler. hatırlamıyorum önceden ne kadardı, ve hatta hesap etmedim de kaç liraya tekabül eder ama içinde yeme+içme+kalma+taşıma-ücretinin-çoğu dahil olunca kendiniz gitseniz eşek yükünle para vereceğiniz japonya için bence ucuz kalıyor.
(ama o uçak bileti yok mu o uçak bileti...)

japonları sevin sevdirin fahrikomitesi adına, 30 mayısa kadar şurdan başvurun canlar diyerek de bitiririm:
http://isc59.gonna.jp/index_EN.html

https://www.facebook.com/InternationalStudentConferenceByISA