Friday, April 13, 2012

Çiztanbul

ne diyim, "ah bu gurbetçilik"?

seviniyorum istanbuldan uzaktayken istanbul lafı duyduğumda. filmde falan istanbul kelimesini duyunca sevinenlerdenim işte. (aa bu arada şu demin bahsettiğim ride awayde sonunda o otogarın karmaşasından da dem vurmuşlar, cânım keratalar) 



neyse çiztanbul. çıkmış mı çıkıyor muymuş eli kulağında mıymış neymiş. 


şurdan alınabilir imiş mesela online http://www.kertenpelex.com/cizgi-roman/rad/ciztanbul.html

siyah beyaz, who r you, ride away, falan filan...

Nedense internet servis sağlayıcımızın canı bize yeni modem göndermek istemiş, ama bunu bize haber vermemiş, postacı eve gelmiş ama evde kimseyi bulamamış,vs vs vs lerle bir de bakmışsın internet kesik; daha kötüsü 4 günlük paskalya tatili, üstüne internet ayarlarına sahip çocuk bir bilinmez şehirde derken derken ben epeyce bir film izledim. Daha doğrusu bilgisayardaki filmleri, bir kısmını tekrardan ,izledim ilk önce gelir ya internet umuduyla( 2046, in the mood for love, chungking express seviyorum bu üçlüyü sanki)

Ride away diye bir kore filmi izledim, işte beklendik kore filmi, dingin falan, azıcık aşk var ama eski aşk da var, kız bırak artık onu yakarışına girer, zayıf at-beklenmeyen- kazanırsa dilek gerçekleşicek umudu, falan filan derken eeen bir sonunda ben “eyhh tipik” kategorisine soktuğumdan başka türlü ummuştum. Mutlu son dediğin tek tip değil tabi



Bir haftadır internetsiz olunca alıp bilgisayarı okula götürdüm, lakin kimsenin uğramadığı penceresiz lab.ımın popüler olacağı, dolup taşacağı tuttu, ve o arada dünyanın en gereksiz filmlerinden birini yüklemişi.. sırf iyi bir kısmı çıkar,güzel manzara neyim gösterir hevesiyle sonuna kadar izledim ve öehh çekerek de silmişim galiba ki şimdi adına bakayım dedim yok bilgisayarda. Olaki çin işi belgesel seslendirmecisiyle lösemi kızın aşkını anlattığını söyleyen bir yol filme denk gelirseniz,ve 20 yaşın da üzerindeyseniz zaman harcamayın derim. Ne belgesel seslendiricisi anım şanım bir seslendirme yapıyor ne de koca Çinde yol diye gittikleri yerler adam gibi gösteriliyor. Tamam her senaryo güzel olacak diye bir beklentim yok ama asya filmlerini konusunu beğenmesem de sonuna kadar izlememi sağlayan görsellik burda beni pek etkilemedi. Ayrıca oradaki kız gibisinden birini biliyorum, allah anasına babasına sabır versinden öte bana uzak onlara yakın olsun şeklinde ikinci de bir dileğim var.

Aa sahi bu film değil de niye ne zaman indirdiğimi bilmediğim who r u denen film fena değildi. Sıkıldım mıkıldım biraz ama senaryonun potansiyeli vardı. Zorlama yerleri, bunu da koyalım ki klişelere doyalım gibi hisler verdi bana ama izledim bitirdim, belki de üsttekinin etkisiyle de kayda değer buldum.




O değil de....şeklindeki pek sevdiceğim lafla konuyu değiştirecek olursam, siyah beyaz derim!ekşisözlüğe baktım demin pek sevilmemiş. Niye sevmediniz ama ya? Ben mi bu muhabbetlere hasret olduğum için “sıcak” buldum filmi?delicesine iki tek aracak adam bulamamak mıdır bana filmi sevdiren, Erkan Can ve muazzezini görmek mi, bir aralar gruba takılan 70 yaşlarındaki amcadan sonra Tuncay Kurtizin karakterinin şeker gibi olması mı,filmdeki barda arkada göze takılan bilindik simalar mı, yaşı o kadar almamış olsam bile konuşmaların çok tanıdık olması mı bilmiyorum, öylesine seçtiğim, kütüphanedeki az sayıdaki kayda değer türkçe filmlerden biriydi siyah beyaz, aldım hiç olmadı bişeylerle uğraşırken ses olur diye ve oturup başından sonuna sıkılmadan izledim.

Kimileri bu kadrodan ne filmler çıkardı bu mudur demiş ama bu senaryo da başka kadroyla olmazdı sanki ya?Erkan Can dan başka kim bir salyangozla konuşabilirdi ki, hem Nejat İşleri azıcık farklı bir karakterde görmek güzeldi,  tamam kabul,belki Şevval Sam yerine bir çok başka insan konabilirdi-oyunculukta niye zorluyor anlamıyorum pek-, senaryo daha ayrıntılı ,daha birbiriyle ilişkili olabilirdi ama hangi “günümüz kadını” umursamamış gözükse de incinmiyor reddedilmekten veya bunalımlardan-çok yedikten sonra kendine kızmıyor.



Senaryoda ise mesela anlamadığım ilk sahnede niye biri öldü, niye nejat işleri karısından ayırdınız da o sadece bakakaldı ve hiç sallamadan devam etti, ya da sonunda ben mi yanlış hatırlıyordum şevval samın nejat işlerin mutfağında işi neydi, hastanedeki adama ne oldu sahi?

Ankaralı değilim, ama bu bildiğin ankaradaki siyah beyaz bar ın hikayesi mi diye sormak isterim birilerine, based on a ture story mi ne yani bu kafadaki amaları dayandırmamız gereken şey? ekşisözlük dedim ya, belki orada yazmışlardır ama ben sonran başlayıp iki sayfa okudum işin aslı,ve bu sorunun cevabına raslamadım. belki bir ara tüm yazılanları okurum belki bir gün sevgili ‘yenimodem’ bizim eve ulaşma başarısını gösterir, belki hayat bayram olur....
Hoşuma gitti işte film, muhabbetler güzeldi, barmen gibi bardan biri gibi bakmak güzeldi, yanlız hayatlardaki arkadaşlık güzeldi... senaryo bağlamlar şunlar bunlar diye bakmak yerine böyle bakınca sevilir bence.


Ve ey gidi pilli bebek... ne güzel gruptun sen..