Thursday, January 24, 2013

osozaki no himawari

sizi bilmem de ben kıştan payımı şimdiden aldım, kara doydum taştım güneşe hasret kaldım ve dolayısıyla bu diziyi izlerken huzur buldum (tamam, abartıyorum azıcık). başka da bir şey bulamadım ama genel olarak sevdim kendilerini. insana zerre birşey katmayan ama bir(kaç) çırpıda biten (10 bölüm) slice of life grubunda izlenesilerden. akumu chan dan sonra güzel sanmış da olabilirim belki. 

aslında yaz mevsiminde geçmiyor dizi, ama kar görmüyorsunuz ki beni yatıştırıcı bir şey. onun dışında pastoral hayat çok görmesek de doğal güzellikleri pek bol ve genç nüfusu azalmakta olduğundan gayet sakin bir kasaba hayatı var. büyük şehirden küçük kasabaya (ya da epey küçük bir şehre, nüfus 10bin işte) gelen iki karakterimiz var (bknz aşağısı). biri yerlisi, tokyoda kanser araştırmaları yapan kızımız azıcık doktorlukta tecrübe kazansın kisvesi altında kasabasının hastanesine postalanır, diğeri de üniversite bitirdikten sonra,3er yıllık parttime işler dışında 6-7 yıldır bir baltaya sap olamamış, kız arkadaşı tarafından da terkedildikten sonra yapacak daha iyi birşeyi olmadığı için düşük ev kirası ve ona kıyasla fena olmayan parasıyla buradaki şehri canlandırma/destek komünitesinde gönüllü olarak çalışmaya başlıyor. yaptığı iş de yaşlılara destek olmak (tamir işleri veya gidecekleri hastane gibi yerlere arabayla servis gibi- keşke bizde de olsa böyle bir hizmet) ve sonra giren karakterlerle şehri yeniden canlandırmaya çalışmak.

bu arada, burada yaşayanların kasabanın küçük ve dinamizmini kaybetmiş olmasından dolayı yaşadığı sıkıntılar, iş yerlerinin kapanmak zorunda kalması, yaşlılar ve bahçelerinden-tarlalarından ayrılamayışları, büyük şehirden gelen zırt dese bile alkış alması, saklanan ilişkiler, ailelerin torun takıntısı, dedikodu, arkadaşlık,insan ilişkilerinin güçlü olması falan gibi konulara değiniliyor.



gerçi şu doktor karakteri olmasa biraz bayık olabilirdi. insanın gelişmesi, atalarımıza saygı arkadaşlarımıza sevgi falan filan gibi öyle kendi halinde basit bir japon dizisi, hatta hana kimi dışında benim izlediğim şeylerde bu ikuta toma hep aynı tiplemede. doktorumuz biraz daha kıvrak zekalı, olayları çabuk kavrıyor, absürdlüğünü anlıyor ve gizliden alaycı laflarını esirgemiyor sağolsun


(küreklere asılasımın gelmediği söylersem yalan olur)


dizi boyunca da tekrarlandığı gibi, dizinin özeti "sonradan açan gündöndü". başarısız gözüken karakterlerimiz birer birer adam olamasalar da hayatlarına yön veriyorlar biraz olsun. ve en azından kimi dizilerde olduğu gibi ana karakterlerin hayatının bir bölümünün hikayesini anlatıp (ne saçma bir tamlama yaptım) apaçık bir sonla bitmiyor dizi

(ama bunu en bi sonunda anlıyoruz ve düz adam kafasıyla merak etmedim değil, n'oldu o koca tarlaya?!... )



* "sapık hikayeler" aramasıyla bu yazıya gelen kişi, acıdım uğradığın hayal kırıklığına

2 comments:

  1. Sen ne ara yazdın bunları ya ben görmedim,niye gelmiyor bana güncelleme...en başta görseydim şimdi bilerek konuşurdum en azından sdkjhfsd

    O bi üstteki yazıda bahsettiğin filmi ve yazıda ismi geçen filmleri, bi de bunu izleyip öyle gelim dur. bir ay sonra görüşürüz tekrar dskjhgsdh

    ReplyDelete
    Replies
    1. izleyiniz efendim, dizi sarar mı bilmem de film güzel idi.. ayrıca o symbol ne şahane film imiş dur bunu blogundaki yazının altına yazayım :)

      Delete