Saturday, December 10, 2011

bilindik bir hikaye nasıl şaşırtıcı olur, daddy long legs?

daddy long legs'i hatırlarsınız değil mi? kitabını okumuş veya animesine trt de denk gelmişsinizdir, değil mi?



dolayısıyla, bildik bir hikaye aslında bu daddy long legs. yine de filmini çekmiş koreliler. yani en azından siz konuyu bildiğinizi sanıyorsunuz.aslında şöyle diyeyim benim için öyleydi, ve daddy long legs i geçip filmde anlatılan diğer hikayeye takıldım. üstüne bir de kandinsky dediler, ben de evet bitirmeliyim bu filmi dedim. protect the boss'da da benzeri olmuştu, bir slam dunk diyerek bir izleyici daha kazandı adamlar... neyse kandinsky..  soyut sanat eserlerine bir çoğumuzun gösterdiği yaklaşımı alt hikayedeki (ya da bizim öyle sandığımız hikayedeki) esas oğlanımız da gösteriyor. "altı neresi? üstü neresi?!?"



ana hikayeye geri dönecek olursak, kızımız tabi ki sevgili daddy long legs'inden desteğini neredeyse tüm film boyunca alıyor. ama kore filmi işte,karakterlerin yaptıkları insanda (kadınlarda?) "benim de olsun / ben de istiyoruuuğğğğm" etkisini yaratıyor, klişe dahi olsalar... mesela ayıcıklardan zerre haz etmeyen bir insan olarak ben bile aşağıdaki hediyeyle karşılaşsam canııım diye yumuşayıverirdim muhtemelen hemen.


bildik bir film gibi bu film de, ama sanırım koreliler animelerin uyarlamasını yapmak yerine böylesi insancıl hikayelerin uyarlamalarını yapma yolunda devam etmeliler, daha başarılılar bence. filmi tek cümleyle özetle deseler belki daddy long legsmişcesine özet geçerim ama filmde konuyu daha farklı bağlamışlar, ayrıntılar daha farklı, dolayısıyla aynı hikayeyi izliyormuş hissi vermiyor ve beni daddy long legste az da olsa rahatsız eden son, rahatsız ediciliğine yitiriyor.




alzheimerın hayatlarımızda yaygınlaşması mıdır sebep bilemiyorum ama sanki son zamanda anılar ve yok olma ihtimalleri üzerine daha fazla film çekilir oldu? örnek olarak kore sinemasında bile benim izlediğim "a moment to remember" ,"the last blossom" ve bu film var, belki daha fazlası da vardır. ürkütücü bir konu anılarını yitirme riski. anılarım, yaşadıklarım olmadan ben ben olarak kalır mıyım? yine bu insanları sever miyim?
filmdeki gibi kalbim gidip yine aynı kişi için atar mı?..
sanmam, ama inanmak isterdim..


ayrıca film bana "bana old and wise'ı çal"ı hatırlattı. ikisi radyoda güzel sakin müzikler eşliğinde geçiyor (biri gece diğeri gündüz), ikisi de klişeler bazı zorlama yerler içeriyor, ama yine de izleniyor.

ve bir insan için film izleyen kişiler oluyorsa, kore filminde hyun bin, türk olanda ise erkan can oynamış, çağan ırmak ise senaryo ve yönetmenliğini yapmış.

No comments:

Post a Comment